İzlemeye Doyamadığımız Efsanevi Serileri Neredeyse Mahveden Devam Filmleri

Serinin dördüncü filmi, rahmetli David R. Ellis’in imzasını taşıyor. Sevilen korku serisinin şüphesiz en düşük performanslı parçası olan bu film, zahmetsizce hazırlanan set parçaları ve umutsuzca üç boyut kullanımı içeriyor. Film, serinin temel hikâyesine de ihanet etse de, yapımcılar 2011’de seriye yeni bir film ekleyerek Son Durak’ın yerle bir olan ününü kurtarmayı başardı.

Hayranlar, Andrew Garfield’ın Spider-Man: No Way Home’daki harika ve duygusal geri dönüşünden sonra, İnanılmaz Örümcek-Adam serisine daha ılımlı bir bakış açısıyla yaklaşsa bile bu film çok düşük performanslıydı. Potansiyelini iyi kullanamayan bu film, içeriğin üzerine stili ekleyerek seriyi rayından çıkardı.

2004’te çıkan Alien vs. Predator’ın yarattığı hayal kırıklığının ardından bir telafi niyetiyle ortaya atılan bu devam filmi, hem Alien hem de Predator serilerini neredeyse aynı anda yıkıma götürdü.

Büyük resme baktığımızda, Katil Bebek Chucky serisini mahveden bir film değil. Ama absürt ve çirkin korku-komedisinin neredeyse 10 yıl sonra seriyi daha temellerine bağlı ve kült bir yapım haline getirmesi bekleniyordu. Bu film ise gerekli etkiyi yaratmadı.

2017’de izleyiciyle buluşan Son Jedi isimli Star Wars filminden sonra, seriye karşı artan ilgisizlikle boğuşan bu yan film, Disney’in finansal beklentilerini büyük ölçüde hayal kırıklığına uğrattı ve şirketin daha fazla Star Wars yan ürünü için tüm planlarını askıya aldı.

Uluslararası bir başarı yakalamasına rağmen, Brendan Fraser liderliğindeki Mumya serisinin üçüncü filmi, ilk iki filmi heyecan verici yapan birçok yönden mahrum kalmıştı.

Yanlış hesaplamalarla ortaya çıkan bir yan film daha! Wolverine’e odaklanan bu film, yalnızca Magneto odaklı film projesini rafa kaldırmakla kalmadı, aynı zamanda Deadpool serisini hayata geçirmeden önce neredeyse yok edecekti.

Mortal Kombat serisinin güvenilirliğini tamamen yok eden film, çok büyük bir hayal kırıklığıydı.

J.J. Abrams’ın yönetmenliğini üstlendiği, Philip Seymour Hoffman’ı kötü karakter olarak izlediğimiz film, elde ettiği vasat gişe nedeniyle beklentiyi karşılayamayan ve potansiyelini doğru kullanamayan filmlerden birisi oluyor.

Blair Cadısı 2, neredeyse her açıdan yanlış bir adımdı. On altı yıl sonra ilk filme olan ilginin yenilenmesini amaçlasa da, video oyunlarına ve kaçış odalarına ilham verecek iddialı bir üçleme fikrini heba etti.

Zack Snyder’ın çabasını perdeleyen film, tüm serinin yörüngesini kötü yere doğru sürükleyerek DC Sinematik Evreni’ni tehlikeye attı. Dört yıl sonra gelen Snyder Versiyonu ise ilk filmdeki her yanlışı düzeltir nitelikteydi.

Halloween: H20’nin kritik ve ticari başarısı, klasik slasher serisinin yeni filminde beklentiyi arşa çıkardı. H20’nin ardından gelen Korku Bayramı 2 ise ciddi bir hayal kırıklığıydı. Film, ölüm makinesi Michael Myers’ın kung-fu ustası Busta Rhymes’a karşı koymasına odaklanıyor.

Paul Walker üçüncü bir Hızlı ve Öfkeli filmi için geri dönmeyi reddettiğinde, Tokyo Yarışı asıl seriye verilen bir ara olarak görüldü. Ancak Vin Diesel ve efsanevi ekibi olmadığından, film yarım kalmış izlenimi verdi.

Seri beşinci filme ulaştığında, hayranlar üzerinde ilk günkü heyecanı yaratmayarak modası geçmiş ve kafa karıştırıcı olarak nitelendirildi. Bu filmdeki başarısızlığın üzerine, seri on altı yıllık bir ara vererek adeta bir detoks etkisi yarattı.

Film yapımcısı Bryan Singer’ın Christopher Reeve dönemi Süpermen filmlerinin zaman çizelgesini sürdürme çabası, boşuna bir girişim oldu. Süpermen Dönüyor, set malzemeleri ve aksiyon konusunda eski serideki kaliteye ulaşamadı.

James Bond serisinin yirminci filmi olma onuruna layık yapım, belki de en kötü Bond filmi oldu. Film, gerek yıldız isimlerle gerekse statüsüyle yine bir ziyandı.

Film, uzun süredir devam eden Star Trek serisinin en kötü filmi olmayabilir, ancak seriyi yeni bir jenerasyona tanıtmak için kamera önünde ve arkasında değişikliğe gitme zamanının geldiğini belirtiyordu. Bu durum Nemesis’i beklenilen noktaya getiremedi.

Serinin üçüncü filmi, Guillermo del Toro’nun yönettiği muhteşem Blade II ile yarışarak çıtayı arşa taşıdı. Jessica Biel ve Ryan Reynolds ile renklenen film, David S. Goyer’in elinde patladı.

Serinin dördüncü filmini, Indiana Jones serisinin çürük olanı olarak nitelendirmek mümkün. Film, mitolojik temelli odağını değiştirerek ciddi bir hata yaptı. Ancak beşinci Indiana Jones filmi yoldayken, bu serinin efsanevi bir final ile bitmesi için hala umut var.

Christian Bale’i başrolde izlediğimiz Terminatör serisinin dördüncü filmi, ne yazık ki beklenilen havayı vermedi. Film, Terminatör serisini uzun bir süre askıya alarak hayranların içindeki heyecanı söndürdü.