Göz Alıcı Kostüm ve Makyajlarıyla En İyi Kostüm Tasarımı Oscar’ı Kazanan Yapımlar

Black Panther’in kostümleri, En İyi Kostüm Tasarımı dalında Oscar alan ilk Afrika kökenli Amerikan kadın olan kostüm tasarımcısı Ruth E. Carter tarafından tasarlandı. Karmaşık ve sıra dışı kostümler, 3D baskı teknolojisiyle oluşturulan aksesuarlar ile daha görkemli hale geldi. Kostümler, geleneksel Afrika kabilelerinin kıyafetlerinden esinlenmiştir.

11 dalda ödül kazanarak 2004 Oscar Töreni’nde adından söz ettiren filmin ödüllerinden biri de En İyi Kostüm dalıydı. Filmin kostümleri, Ngila Dickson ve Richard Taylor tarafından tasarlandı.

Wes Anderson imzalı filmin kostümleri İtalyan tasarımcı Milena Canonero tarafından tasarlandı. Bazı görünümleri yaratmak için Fendi ve Prada gibi moda devleriyle işbirliği yapan Canonero’nun kostümlerinin öne çıkan özellikleri, özenle seçilen renk paletleri ve her karakterin bireyselliğini temsil etme yeteneği.

Tim Burton’ın Alice Harikalar Diyarında filminin kostümleri, yönetmenin daha önce birçok başarılı filmde birlikte çalıştığı kostüm tasarımcısı Colleen Atwood tarafından yaratıldı. Göz alıcı kostümlerin yanı sıra, karakterlerin muhteşem görünümü tamamlayan saç ve makyaja da büyük önem verildi. Kıyafetler, karakterlerin ‘garipliğini’ vurgulayacak şekilde yaratıldı.

Kostüm tasarımcısı Deborah Lynn Scott, Titanik’in geçtiği dönemi tasvir etmek için insanların nasıl davranmaları ve giyinmeleri gerektiğini çok çalıştı. Sonuçta amacına ulaşarak emeğinin karşılığını aldı.

’18. yüzyılın en iyi sinematografik yorumu’ olduğu düşünülen Marie Antoinette, Sofia Coppola imzası taşıyor. Film, 18. yüzyılda geçse de, kostüm tasarımcısı Milena Canonero, hikayeyi kıyafetler ve görünümler ile, modern ve modaya uygun bir şekilde sunmayı başardı.

Tasarımcı Colleen Atwood, Rob Marshall’ın imzasını taşıyan filmin kostümleri için müzelerde gördüklerinden ve kitaplardan okuduklarından ilham aldı. Filmin karakterleri ipekten yapılmış ve el yapımı süslemelerle bezenmiş kimonolar giyiyor. Her karakterin kostümlerinin, kişiliklerini ifade etmeye yardımcı olan renk paleti var.

Bu dönem filminin kostümleri Alexandra Byrne tarafından tasarlandı. Tasarımcı, I. Elizabeth’in karakterini kostümler yoluyla yakalamaya yardımcı olacak tüm detayları kullandı. Kostümler kraliçenin gerçek görünümünden esinlenilerek oluşturulmuş olsa da, filmde kullanılan renk paleti Elizabeth’in gerçekte tercih ettiği renk paletinden farklı. O dönemin tasarımlarını gözden geçiren Byrne, parlak ve zengin renkler ekleyerek ana karakterin diğerlerinden farklı olmasını sağladı.

Filmin büyüleyici kostümleri Catherine Martin ve Angus Strathie tarafından tasarlandı. İkili, kostümler için Moulin Rouge isimli gerçek mekandan ilham aldı. Kostüm tasarımcısı Martin, bir röportajında, o döneme ait koleksiyonları görmek için Met’teki Kostüm Enstitüsü’nü ziyaret ettiğini belirtti.

George Miller tarafından yönetilen film, Jenny Beavan’ın tasarladığı kostümleriyle övgü topladı. Tasarımcı, filmin kostümleri yaratırken en büyük zorluğun, karakterlerin kim olduğunu yansıttığından emin olmak olduğunu belirtti.

Ridley Scott’ın epik filminde, kostüm tasarımcısı Janty Yates, başrol oyuncusunun tam 12 takım zırha ihtiyacı olduğunu söyledi. Bu zırh takımlarının temiz ve kirli olduğu sahneler için hem Russel Crowe’a hem de dublörüne dörder tane kopyası yapıldı.

Francis Ford Coppola, filmi yönetirken set dekorlarını ikinci plana attı ve kostümlere odaklanmaya karar verdi. Çünkü kostümlerin sahne dekoru olarak hizmet edebileceğine ve filmin atmosferini belirlemeye yardımcı olabileceğine inanıyordu.

David Yates’in yönettiği filmin kostümleri, en iyi kostüm tasarımı dalında üç kez Oscar kazanan Amerikalı kostüm tasarımcısı Colleen Atwood tarafından yaratıldı. Atwood, röportajlarından birinde, en zorlu kısmın ana karakter Newt Scamander için doğru görünümü yaratmak olduğunu, çünkü onun görünüşünün imza niteliğinde olması gerektiğini söyledi.

Filmin renkli tasarımcıları, Lizzy Gardiner ve Tim Chappel sınırlı bir bütçe ile harikalar yarattı. Tasarımcılar bu parlak ve ayrıntılı kostümleri ucuz malzemelerden, sıcak tutkal kullanarak yaptılar.

Kostüm tasarımcısı Sandy Powell, Aşık Shakespeare’in kostümlerini hazırlarken renklere çok önem verdi. Tasarımcı, Elizabeth döneminde rengin anlamının ne kadar önemli olduğunu bilerek altın, mavi ve kırmızı kullandı.

Baz Luhrmann’ın filminin kostümleri, yönetmenin eşi Catherine Martin tarafından tasarlandı. Kostümler dönemin tarzına modern bir esinti getirilerek 1920 modasını yansıtacak şekilde yaratıldı. Kostümler oluşturulurken, sadece özgün ve göz alıcı kıyafetler yaratmak değil, aynı zamanda başrol oyuncuları ve figüranlar için doğru miktarda kıyafet olmasını sağlamak da önemliydi.

Joe Wright’ın filminin kostümleri Jacqueline Durran tarafından tasarlandı. Film 1870’lerde geçmesine rağmen, karakterlerin kostümleri 1950’lerin modasından ve Cristóbal Balenciaga ve Christian Dior gibi ünlü moda tasarımcılarından ilham aldı.

Filmin kostümleri Sandy Powell tarafından tasarlandı. Powell, bütçe sınırlamaları göz önünde bulundurarak kraliyet ve zengin görünümlü kostümler yaratmak konusunda bazı zorluklar çekse de sonuç memnun edici oldu.

Devonshire Düşesi Georgina Cavendish’e odaklanan filmin kostümleri İngiliz tasarımcı Michael O’Connor tarafından tasarlandı. Düşes’in zaten bir moda ikonu olduğu biliniyordu ve bunu filmde göstermek önemliydi. Tasarımcı, kostümlerdeki hiçbir detayın tesadüfen ya da sadece güzellik için olmadığını, çünkü bu kadının sadece moda zevkiyle değil, kişiliğiyle de tanındığını belirtti.

Tasarımcı Colleen Atwood’un, Chicago müzikalinin kostümlerini yaratmak için sadece senaryoya aşina olması ve olayın geçtiği belirli dönem hakkında yeterli bilgiye sahip olması değil, aynı zamanda oyuncular ve görünüşleriyle de çalışması gerekiyordu. Tasarımcı, oyuncuların rollerini yerine getirirken performanslarını sergilemeleri gerektiği için provalar sırasında nasıl dans ettiklerini izlemek için çok zaman harcadı.

Küçük Kadınlar’ın kostüm tasarımcısı Jacquelin Durran’ı iki kez en iyi kostüm tasarımı dalında Oscar kazandı. Tasarımcı, röportajlarından birinde, kostümlerin yalnızca 19. yüzyılın ruhunu yansıtmasını değil, aynı zamanda karakterlerin her birinin özelliklerini ortaya koymasını istediğini belirtti. Kostümlerle ilgili ilginç bir bilgi de karakterlerin bazı kıyafetleri birbirleriyle paylaşmaları. Bunun en belirgin örneği, Jo ve Laurie’nin aynı kırmızı benekli altın rengi yeleği giymeleri.

Paul Thomas Anderson’ın yönettiği filmin kostümlerini Mark Bridges isimli tasarımcı yarattı. 1950’lerde bir moda tasarımcısına odaklandığı için, filmin kostüm dalında Oscar kazanması sürpriz olmadı. Film için oluşturulan kostümler, karmaşık tasarımıyla dikkatleri üzerine çekiyor.

Filmin kostümleri, elli yılı aşkın süredir sektörde olan Oscar ödüllü kostüm tasarımcısı Ann Roth tarafından yaratıldı. İki hafta gibi kısa bir sürede filmin kostümlerini tasarlayan tasarımcının uğraştığı bir diğer zorluk da Ma Rainey’nin sadece birkaç fotoğrafının olmasıydı.

Michel Hazanavicius’un yönettiği siyah beyaz filmin kostümleri, Amerikalı tasarımcı Mark Bridges imzası taşıyor. Filmin siyah beyaz olacağını bilen tasarımcı, kostümler arasında istenen kontrastı elde etmek için canlı renklerle çalıştı.

Anthony Minghella’nın filminin kostüm tasarımcısı, adını duyuran tasarımcı Ann Roth. Tasarımcı, erkek ve kadın karakterler için kostümler oluştururken yumuşak çöl tonları kullandı.

İtalyan kostüm tasarımcısı Gabriella Pescucci, Martin Scorsese’nin filmi için kostümleri yaratan isimdi. Filmin kostümleri, karakterlerin lüks yaşam tarzını ortaya koyuyor.

Martin Scorsese’nin yönettiği biyografik filmin kostümlerini Sandy Powell tasarladı. Film gerçek hikâyeye dayansa da, tasarımcı gerçek kişilerin görünüşlerini kopyalamadı, bunun yerine insanları ilham kaynağı olarak aldı.

Opera ve tiyatrolar için yaptığı kostüm tasarımlarıyla tanınan Franca Squarciapino, bu film için tasarladığı kostümler ile Oscar’a layık görüldü. 17. yüzyılda geçen filmin kostümleri, dönemi tam olarak yansıtıyor.

Filmin kostüm tasarımcısı James Acheson, kostümlerin sadece belirli bir dönemi yansıtmakla kalmayıp aynı zamanda gerçek görünüp karaktere uymasını sağlayarak muhteşem bir iş çıkardı. Böyle bir görünüm kazandırabilmek için tasarımcının Londra Müzesi’nde bulunan o döneme ait tablolara ve giysilere bakarak araştırma yapması gerekiyordu. Acheson, tarihsel doğruluk aramaya çalışmaktan ziyade ruh halini yaratmaya odaklandı.

Galli kostüm tasarımcısı Lindy Hemming tarafından yapılan kostümler, filmde yer alan aktörlerle bütünleşerek, karakterin kim olduğunu ve nasıl tasvir edildiğini yansıttı.